Güneş bugün bir can yakıcı ki sorma,
Kızartıyor her dokunuşumda bulutların üstünde hissettiğim tenini..
Kurutuyor sahiplendiğim gür saçlarını,
Ellerimden alıyor usuldan kirlenmemiş masum avuçlarını..
Bir serin rüzgar sokuluyor parmak uçlarımdan göğsüme
Bu daveti geri çevirmek istemem,
Senden geldiyse eğer getirdiği demir öpücükler..
Hepsine ayırdım ay ışığı koynumda bir yer,
Geceyi bekledim görmek için yıldızlar kadar parlak gözlerini..
Kavruluncaya dek öpmeyi düşledim ateş gölü dudaklarını..
Bugün bir zor ki sorma anlatmak dalgalara seni, sendekileri
Hava bugün bir hırçın ki sorma,
Dişliyor Her okşayışımda başka bir cennete gittiğim yanaklarını..
Parçalıyor zalimin senden çalamadığı kahkahalarını..
Gözlerimden ayırıyor usuldan fenayı nice tatmış dolu gözyaşlarını..
Bir zehirli yılan sokuluyor kabuklarımdan kulaklarıma,
Bu daveti geri çevirmek istemem
Senden geldiyse eğer getirdiği ihtişamlı nağmeler..
Hepsine ayırdım koynumda küçük şirin bir yer,
Ölmeyi bekledim tutmak için itaat etmez ruhunun paçalarını..
Yok oluncaya dek yağmasını izledim kan işaretli ak karını..
Bugün bir zor ki sorma anlatmak dalgalara seni, sendekileri
Yağmur bugün bir sinsi ki sorma,
Dağıtıyor her nefes alışımda gerçekliğine inandığım gizli kokunu,
Gammazlıyor yüreğime neşe olan beni benden iyi tanıyan söyleyişlerini..
Güzelliğimden ayartıyor usulca acı bilmez sisli ıslıklarını..
Bir kor alev sokuluyor kızıl gamzelerimden dudaklarımın kenarına,
Bu daveti geri çevirmek istemem
Senden geldiyse eğer getirdiği çağlayan tutkular,
Hepsine ayırdım koynumda hatrısayılır bir yer,
Sarhoşluğu bekledim işitmek için titremekten usanmış dizlerini..
Ağırlaşıncaya dek taşımayı istedim sol yaralı bacaklarını..
Bugün bir zor ki sorma anlatmak dalgalara seni, sendekileri